Normal bir hayat
sürdürürken içinde bulunduğumuz birçok problemin çoğu zaman farkına
varmayız,farkına varsak bile bişey yapmayız belkide gerekli bulmaz,kendimizi
her konuda yeterli adlederiz.
Hayatımız da
yaşadığımız problemlerin çoğu sevgi faktörüyle ilgilidir,ilk olarak kendimizi
sevmek,çoğunlukla bunu bilir ben kendimi seviyorum zaten deriz ama işin aslı
hiç öyle
değildir,kendini seven değer veren gerçekten mutlu olan huzuru yakalayan insanlardır,sevgilerin en güzeli, en gerçeğidir.
değildir,kendini seven değer veren gerçekten mutlu olan huzuru yakalayan insanlardır,sevgilerin en güzeli, en gerçeğidir.
KOŞULSUZ SEVGİ iyi taraflarını da kötü taraflarını da
sevmek, olduğu gibi kabul etmektir. ama zordur tabi, yalnızca anne sevgisini
değil,tüm ilişkilerde hiçbir bağımlılığın ve karşılığın olmaması temeline
dayanır
masumi toyotome diye bir japon yazmış.peki o zaman, gerçek
sevgi, güvenilecek sevgi ne?.. ve işte sevgilerin en gerçeği!"üçüncü tür
sevgi benim 'rağmen' diye adlandırdığım türdür" diyor yazar.
bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında birşey
beklenmediği için "eğer" türü sevgiden farklı bu.. sevilen kişinin
çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı
için "çünkü" türü sevgi de değil. bu üçüncü tür sevgide, insan
"birşey olduğu için" değil, "birşey olmasına rağmen"
sevilir. güzelliğe bakar mısınız?.. rağmen sevgi.. esmeralda, qusimodo'yu
dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına "rağmen" sever. asil,
yakışıklı, zengin delikanlı da esmeralda'yı çingene olmasına "rağmen"
tapar!.. kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. bunlara
"rağmen" sevilebilir. tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile..
- burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek
sevgiyi kazanması gerekmiyor. kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da
kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor.
bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi
sevilebiliyor.
japon yazar "yüreklerin en çok susadığı sevgi
budur" diyor. "farkında olsanızda, olmasanız da, bu tür sevgi sizin
için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha
önemlidir." bunun böyle olduğundan nasıl emin?.. haklı olduğunu kanıtlamak
için sizi bir teste davet ediyor.. "şu soruma cevap verin" diyor.
- kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size
aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise,
ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?.. kendi
kendinize 'yaşamamın ne yararı var' diye sormaz mıydınız?..
- şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı
için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.. dünya birden bire başınızın üstüne
çökmezmiydi?. o an yaşam size anlamsız gelmez miydi?
- diyelim sıradan bir yaşamınız var.. günlük yaşıyorsunuz.
günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz
olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? diye soruyor ve yanıtlıyor:
- böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar
ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.
toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor "rağmen"
sevgiyi.. "bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'rağmen' türü sevgiyi
şu anda yaşamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder