BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI

          Zihnin iki işlevini anlamaya başlamanın en iyi yolu, onu bir bahçe olarak düşünmektir. Siz de bahçıvansınız. Bütün gün boyunca bilinçaltınıza düşünce tohumları ekiyorsunuz. Çoğunlukla bunu yaptığınızın farkında bile değilsiniz; çünkü tohumların temelinde alışageldiğiniz düşünme biçimi var. Bilinçaltına tohum ektikçe, bedeninizde ve çevrenizde ekinler biçersiniz. Bilinçaltınızı iyi ya da kötü bütün tohumların filizlenip serpileceği zengin bir toprak yatağı olarak düşünün. Dikenli bitki ekerseniz, üzüm toplayabilir misiniz? Devedikeni ekerseniz, incir elde edebilir misiniz? Her düşünce bir neden, her koşul bir sonuçtur. Bu nedenle düşüncelerinizin kontrolünü ele geçirmeniz bu kadar önemlidir. Ancak bu şekilde yalnızca istenen koşulların ortaya çıkmasını sağlayabilirsiniz. Şimdi; huzur, mutluluk, doğru eylem, iyi niyet, başarı ve refah düşünceleri ekmeye başlayın. Bu nitelikler üzerinde sessizce ve inançla düşünün. Bunları bilinç ve mantığınızla kabul edin. Bu harika düşünce tohumlarını zihninize ekmeye devam edin; muhteşem bir ekin biçeceksiniz.
Zihniniz doğru düşündüğünde, gerçeği anladığınızda, bilinçaltınızda depolanan düşünceler yapıcı, uyumlu ve huzurlu olduğunda, bilinçaltınızın sihirli gücü buna karşılık verecektir. Ortaya uyumlu koşulların, güzel bir çevrenin ve herşeyin en iyisinin çıkmasını sağlayacaktır. Çevrenize bakın, nerede yaşarsanız yaşayın, nasıl bir toplumun parçası olursanız olun insanların çoğunluğunun dış dünyada yaşadığını görürsünüz. Daha aydın olanlar ise daha çok iç dünyalarıyla ilgilenmektedirler. Onlar iç dünyanın dış dünyayı yarattığını fark etmişlerdir, bunu sizde fark edeceksiniz. Dış koşulları değiştirmek istiyorsanız, nedeni değiştirmelisiniz. Hayatınızdaki uyumsuzluklardan, kafa karışıklıklarından, yoksunluklardan ve sınırlamalardan kurtulmak istiyorsanız, nedeni ortadan kaldırmalısınız. Bu neden, bilinçaltınızı kullanma biçiminiz ve bilinçaltınızda teşvik ettiğiniz düşünce ve imgelerdir. Nedeni değiştirirseniz, sonucu da değiştirebilirsiniz. Bu kadar basit. Hepimiz sınırsız bir zenginlik denizinde yaşıyoruz. Bilinçaltınız, bilinçli düşüncelerinize karşı çok hassastır. Bu bilinçli düşünceler bilinçaltınızın sınırsız zekasının, bilgeliğinin, yaşamsal güçlerinin ve enerjilerinin aktığı matrisi oluşturur. Bu matrisi daha olumlu bir yönde oluşturursanız, sınırsız enerjileri kendi lehinize çevirebilirsiniz.


GÖZE ÇARPAN FARKLAR VE İŞLEYİŞ BİÇİMLERİ; Bilinç, bir geminin rotacısı ya da kaptanı gibidir. Gemiyi o yönetir. Motor odasındaki kişilere komutlar gönderir. Bu kişiler sırayla kazanları, aletleri, ölçüleri… vb. kontrol ederler. Motor odasındakiler nereye gittiklerini bilmezler; sadece komutları yerine getirirler. Eğer kaptan pusulaya ya da diğer aletlere bağlı bulgularına dayanarak hatalı ya da yanlış talimatlar verirse, kayalara bindirebilir. Kontrol ve sorumluluk kaptanda olduğu için motor odasındakiler ona itaat ederler. Kaptan ne yaptığını bilmek durumunda olduğundan, mürettebat onunla tartışmaz, yanlızca onun emirlerine uyar. Kaptan gemisinin efendisidir ve istekleri yerine getirilir. Aynı şekilde, bilincinizde geminizin -yani bedeninizin, çevrenizin ve ilişkilerinizin- kaptanı ve efendisidir. Bilinçaltınız, ona bilinçaltınızın inandıklarını ve doğru kabul ettiklerini esas alarak verdiğiniz emirlere uyar. Emirleri ve bunların temelini sorgulamaz.
Eğer kendinize sürekli, “buna param yetmez” diyorsanız, bilinçaltınız sözünüzü dinler. İstediğiniz şeyi alabilecek durumda olmayacağınıza inanır. Siz “O arabaya, tatile, eve param yetmez” demeye devam ettikçe, bilinçaltınızın emirlerinize uyacağından emin olabilirsiniz. Hayatınız boyunca bütün bunların yoksunluğunu çeker ve koşulların bunu gerektirdiğine inanırsınız. Bu koşulları olumsuz, reddedici düşüncelerinizle sizin bizzat yarattığınızı fark etmezsiniz.


ZİHİN NASIL ÇALIŞIR? Bilinciniz neyin doğru olduğunu varsayar, neyin doğru olduğuna inanırsa, bilinçaltınız onu doğru kabul eder ve gerçek kılmaya çalışır. İyi şansa, ilahi yol göstericiliğe, doğru eyleme ve hayatın nimetlerine inanın.
Zihniniz en değerli varlığınızdır. Her zaman sizinledir; ancak yanlızca onu kullanmayı öğrendiğinizde, en şaşırtıcı güçlerinden yararlanabilirsiniz. Zihnin iki aşaması vardır: Bilinç -yani rasyonel (ussal)- ve bilinçaltı -yani irrasyonel (usdışı). Bilincinizle düşünürsünüz, alışkanlık haline getirerek düşündüğünüz her şey, daha sonra düşüncelerinizin doğasına bağlı olarak yaratmaya başlayan bilinçaltına geçer. Bilinçaltınız, duygularınızın bulunduğu yerdir. Yaratıcı zihindir. İyi şeyler düşünürseniz iyi şeyler, kötü şeyler düşünürseniz kötü şeyler olur. Zihniniz böyle çalışır. Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur: Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde, bunu yerine getirmeye başlar. Bilinçaltı yasasının iyi ve kötü fikirler için aynı şekilde işlemesi, şaşırtıcı ve hassas bir gerçektir. Bu yasa, olumsuz bir biçimde uygulandığında, başarısızlığın, hayal kırıklığının ve mutsuzluğun nedenidir. Alışılmış düşünme biçiminiz uyumlu ve yapıcı olduğunda ise son derece sağlıklı, başarılı ve zengin olursunuz.
Zihin yasası şöyledir; bilinçaltınızdan aldığınız tepki ya da karşılığı, bilincinizde tuttuğunuz düşünce ya da fikrin doğası belirler.


BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI ARASINDAKİ FARK; Bilinç ve Bilinçaltının iki zihin olmadığını unutmayın. Onlar bir zihindeki iki faaliyet alanıdır. Bilinciniz, akıl yürüten zihindir. Zihnin seçim yapan safhasıdır. Örneğin; kitaplarınızı, evinizi, hayattaki eşinizi seçersiniz. Bütün kararlarınızı bilincinizle verirsiniz. Öte yandan, hiçbir bilinçli seçim yapmasanız da, kalbiniz otomatik olarak çalışmaya devam eder; sindirim, dolaşım ve solunum gibi hayati fonksiyonlarınız sürer. Bunları bilinçaltınız, bilinç kontrolünüzden bağımsız süreçler aracılığıyla gerçekleştirir. Bilinçaltınız kendisine iletilenleri ya da bilinçli olarak inandıklarınızı kabul eder. Bilincinizin yaptığı gibi bir şeyleri muhakeme etmez ve sizinle tartışmaz. Bilinçaltınız, iyi ya da kötü bütün tohumları kabul eden bir toprak yatağı gibidir. Düşünceleriniz faaldir, bunlar tohumlardır. Olumsuz, yıkıcı düşünceler de bilinçaltınızda olumsuz bir biçimde çalışmayı sürdürür. Er ya da geç bunlar ortaya çıkar ve içerikleriyle ilişkili bir dış deneyim olarak şekil alırlar.
Unutmayın; bilinçaltınız, düşüncelerinizin iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışmaz. Düşüncelerinizin ya da telkinlerinizin doğasına göre tepki verir. Örneğin; bilinçli olarak bir şeyin doğru olduğunu varsayıyorsanız, bu yanlış olsa da, bilinçaltınız bunu doğru kabul eder ve siz bilinçli olarak doğru olduğunu varsaydığınız için, buna uyacak sonuçlar ortaya çıkarır.

BİLİNÇALTINIZ SİZİNLE TARTIŞMAZ; Bilinçaltınız son derece bilgedir. Bütün soruların cevaplarını bilir. Ancak bildiğini bilmez. Sizinle tartışmaz ya da size karşı gelmez. “Beni bu tür telkinlerle etkilememelisin” demez. “Bunu yapamam”, “Yanlış yerde doğmuşum”, “bu gerekliliği karşılayamam” dediğinizde, bilinçaltınıza bu olumsuz düşünceleri aşılarsınız. O da buna tepki verir. Bunu yaparken aslında kendi iyiliğinizi engellersiniz. Hayatınızda yoksunluğu, kısıtlamaları ve hayal kırıklığını getirirsiniz. Arzularınızı gerçekleştirmek ve hayal kırıklıklarınızın üstesinden gelmek için, günde birkaç kez olumlu bir biçimde şunları tekrar edin:
“Bana bu arzuyu veren Sınırsız Zeka beni yönlendiriyor ve arzumu gerçekleştirmem için kusursuz bir plan sunuyor. Bilinçaltımın derin bilgeliğinin tepki verdiğini ve içimde hissettiğim ve istediğim şeyin dışa vurulduğunu biliyorum. Bir denge ve ılımlılık var.”
Öte yandan eğer “çıkış yok. Ben kayboldum. Tıkandım ve engellendim” derseniz, bilinçaltınızdan hiçbir cevap ya da tepki alamazsınız. Bilinçaltınızın sizin için çalışmasını istiyorsanız, ondan doğru şekilde talepte bulunmayı bilmeli ve işbirliğini istemelisiniz. Aslında bilinçaltı her zaman sizin için çalışır. Her dakika kalp atışlarınızı ve soluk alıp verişlerinizi kontrol eder. Parmağınızı kestiğinizde, karmaşık iyileşme sürecini harekete geçirir. En temel eğilimi, hayatın sürmesini sağlamaktır. Hep sizi koruyup gözetmeye çalışır.
Bir sorun için çözüm aradığınızda, bilinçaltı tepki verir, ancak sizin bilincinizde bir karara ve doğru bir yargıya varmanızı bekler. Cevabın bilinçaltında olduğunu bilmeniz gerekir. “Çıkış yolu olduğunu sanmıyorum. Altüst oldum, kafam karıştı. Neden cevap alamıyorum?” derseniz, isteğinizi etkisiz hale getirmiş olursunuz. Yerinde sayan bir asker gibi, yaşam enerjinizi kullanır ama bir adım ilerleyemezsiniz. Zihninizin tekerleklerini durdurun. Gevşeyin. Kendinizi serbest bırakın. Sessizce, olumlu bir biçimde şunları söyleyin: “Bilinçaltım cevapları biliyor. Şu anda bana tepki veriyor. Teşekkür ediyorum, çünkü bilinçaltımın Sınırsız Zekasının her şeyi bildiğini ve şimdi benim için mükemmel çözümü sunduğunu biliyorum. Gerçek inancım, bilinçaltımın görkemini ve muhteşemliğini ortaya çıkarıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor.“


BİLİNÇALTINIZ SİZİN İÇİN ÇALIŞMASINI NASIL SAĞLARSINIZ?; Öncelikle bilinçaltınızın her zaman çalıştığını anlamalısınız. Siz farkında olun ya da olmayın, o gece gündüz faaldir. Bilinçaltınız, vücudunuzun inşaatçısıdır; ancak siz bu sessiz içsel süreci bilinçli olarak algılayamaz ve duyamazsınız. Sizin işiniz bilinçaltınızla değil, bilincinizledir. En iyiye dair beklentinizle bilincinizi meşgul edin ve alışageldiğiniz düşüncelerinizin temelinde güzel, doğru, adil ve uyumlu şeyler bulunduğundan emin olun. Yüreğinizde ve ruhunuzda bilinçaltınızın herşeyi her zaman alışageldiğiniz düşüncelerinize bağlı olarak ifade ettiğini, ürettiğini ve ortaya koyduğunu bilin ve bilincinize dikkat edin.
Unutmayın; tıpkı suyun içinde aktığı borunun şeklini alması gibi, hayat prensibi de sizin içinizde düşüncelerinizin doğasına göre akar. Bilinçaltınızdaki iyileştirici varlığın içinizde uyum, sağlık, huzur, keyif ve bolluk olarak aktığını bilin. Bunu canlı bir zeka, harika bir yol arkadaşı olarak düşünün. İçinizde sizi canlandırarak, zenginleştirerek, size ilham vererek aktığına inanın. Size bu şekilde karşılık verecektir. Neye inanırsanız, onu yaşarsınız.


Bilinçaltının Gücü-Joseph Murphy 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder